Kayıtlar

Kasım, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

"Üç yüz elli dokuz'da kaybolmak"

Sevgili Maria, Ayağımda kışın habercisi yumuşacık terlikler, kucağımda yorgunluğumun merhemi çocukluk battaniyem, kulağımda bu dünyayı belki en doğru özetleyen şarkılardan biri ("It's a very very, mad world") ve cebimde biraz geç kalınmış bir selamla geldim sana. Biraz sallanıyor ve dönüyor dünya yine, bu kadarı bıraktığın gibi, ama artık sanki kendi kuyruğunu kovalıyor. Birileri fikrinden döndüğünde buralarda "Yüz seksen derece dönüyorsun hemen" derler, biliyor muydun? Hatta sıklıkla karıştırıp üç yüz altmış derece der insanlar da uyarır başkaları: "Olur mu hiç, öyle aynı yere geliyorsun zaten". O zaman, üç yüz altmış derece dönüp duran bu dünyadan yepyeni bir başlangıç beklemek niye? Ömrümün, üç yüz elli dokuzuncu derecesindeyim nicedir, hevesle aşıp geldiğim yolların son adımının beni yine aynı köşeye sıkıştırdığını görünce yollardan vazgeçtim. Üstelik ben durunca hiçbir şey olmamış gibi dönmeye devam etmesine de şu koca kürenin, ne yalan söyleyeyim...